19 Haziran 2013 Çarşamba

Hamuş !

Hamuş!.. 

Dedi Mevlana kendisine Hamuş!... Yani Suskun!... 
Sustuğu yerde açıldı kapılar, önüne serildi ışıltılı kelimeler, kalbi duygular… 


Hamuş!.. dedi sustu Mevlana… Sustu ve kapandı karanlıklara… 


Karanlıklara Şems doğdu sonra… Baktı…... Gördü… Adına Aşk dedi… 
Candan özge candan öte olana… Yaprakta tohumu, damlada okyanusu gördü sonra…Hamuş!..

Demiştim ben de kendime. 
Sözün bittiği yerde, noktanın konduğu yerde susmuştum bütün kelimelerimi. Anlatmak yormuştu nazenin bedenimi… Anlaşılamamak ise en çok yüreğimi. Sustuğu yerde anlaşılmaktı belli ki bütün derdi… 

Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Seni anlatmayan bütün kelimeleri susmuştum. Senle başlamayan bütün cümleleri bir bir bozmuştum.

 
Şems ol da gel karanlıklarıma doğ diye ummuştum… Umutmuşsun!.. Unutmuşum!...Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Suskunluğum verilene rıza göstermekti… 


“İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta” diye başlayan o tekerlemeye eşlik etmekti. iyi ve güzeli sana kötü ve çirkini kendisine seçmişti… 
Suskunluğun bedeli sadece bu seçimdi… 


Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Dün’ü dünde bırakmak adına… 
"Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”dı. Aşk! Demiştim sonra Aşk!... 
Aranan bulunmuştu… Beklenen gelmişti… Aşk vardı ve ötesi çoktan unutulmuştu!...Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Sana da Şems diyecektim belki… 
Kör kuyulara atılmasaydın bütün karanlığına rağmen görecektin güneşi… 
Kapattın gözlerini, kestin attın son yanında yeşeren düşlerini… 
Şems olmak kolay mıydı canı canana teslim etmeden? 
Kendinden geçmeden aydınlanır mıydı kör karanlıklar, açılır mıydı kilit vurulmuş kapılar… 


Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Sonra “ne olursan ol yine gel” demiştim… Önce kendine sonra kendindekine. Kendini bilmekti marifet… 
Kendini bulmaktı meziyet… 
Dev aynasında değil, boy aynasında seyretmekti asıl kendini keyfiyet… 

Sonra “Bişrev!” dedi Mevlana… “Dinle!..” 
Sonra “Bişrev!” demiştim ben de!... 
Dinle!... Hamuş ol dinle!.. Kendin ol dinle!... 
Tövbe et dinle!... Affet dinle!...Ama dinle!... İlle de dinle!... 
Sath-ı müdafaada meşruiyet aramak senin neyine!... 
Dinle!.. Hataya bedel, günaha kefaret biçmek senin neyine!... 
Dinle!..Yenilen hakkı hukuku arşına endazeye, kiloya, grama, grata vurmak senin neyine!... 
Dinle!.. Cüceler dev, ayaklar baş olmuşsa cüceyle boy, devle güç yarışına girmek senin neyine!... 
Dinle!.. Akıllar uçmuş, fikirler gitmiş, duygular yerle yeksan olmuşsa, namus, edep haya, en çok da namustan, edepten, hayadan, akıldan fikirden yoksunların eline düşmüşse konuşmak senin neyine! 

Sus ve dinle!..

 
Hamuş ve bişrev!.. 
Yangın yerine bak!.. Ateşten, külden, kordan ne var elinde!..

 
Pervane değilsen yaklaşma sakın ateşe!… 


Can’ı Canan’a teslime hazır değilsen “ben Aşk’ım” deme kimseye…

 
Aşk gelmesin seninle dile… İncinmesin ne Mecnun ne Leyla ne gül ne de diken seninle!.. Ayağıma diken batacak diyorsan düşme çöle… 


Ah u zar ederim diyorsan çekme gözüne sürme!.. Talipsen kara bahta kör talihe…Dinle! 


“Gel, gel ne olursan ol yine gel!...” diyorsan, 
“Hamuş!...” ol sen de… 


Sonra da “Bişrev!...” de en sevilene!... 


Ve semaya dursun yürekler Aşk’ın önünde…


9 Mart 2013 Cumartesi

Sevginin ve İnancın Gücünü Görmek İstermisiniz?


Herkesin mutlaka izlemesi gereken harika bir hayat mücadelesi… Umarım bu yazılanları okuyup videoyu da izledikten sonra birşeylerin değerini anlarsınız…
ÖNCE METNİ OKUYUN, ardından videoyu seyredin…
Oğlu babasına sorar :
« Babacığım benimle maraton koşmaya var mısın ? »
Kalp sorunları olmasına karşın 
baba, yine de
« Evet, varım »
diye yanıtlar.
Ve bir maratonu birlikte tamamladılar.
Baba oğul başka bir çok maratonu daha birlikte koştular.
Baba her seferinde oğlunun yeni bir yarış talebini kabul ediyordu.
Oğlu bir gün babasına;
« Baba, birlikte bir Ironman’e (Triathlon)
koşmaya var mısın benimle ? »
deyince baba bu kez de evet der ve kabul eder.
(Bilmeyenlere anımsatalım ki Ironman dünyanın en zor triathlon yarışıdır ve üç dayanıklılık sınavından oluşur :
Denizde 3, 86 km’lik yüzme, 180,2 km’lik bisiklet ve nihayet 42,195 km’lik bildiğimiz maraton.)
Baba oğul bu zor yarışı biirlikte tamamladılar. Nasıl mı ?
Şimdi, gerçekleri görmek için bu sayfadaki kısa videoyu izleyin: